top of page
Ara
tchukuk

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Bilgi Notu

Güncelleme tarihi: 25 Şub 2022

TCK m. 184 İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇUNDA BİNA KAVRAMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

İmar kirliliğine neden olmak suçunun unsurlarının oluşması için İmar Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca yapının bina niteliğinde olması gerekmektedir. TCK 184. Maddenin 1. Fıkrası incelendiğinde yalnızca binadan söz edilmiş ve yapı kavramına yer verilmemiştir. Bu nedenle kanun kapsamı, yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrin görüşü uyarınca ruhsatsız olarak yapılan balkon, bahçe, istinat duvarı, iskele, köprü ve tünel gibi yapılar ilgili suç kapsamına dâhil değildir. TCK 184’de belirtilen bina kavramı İmar Kanunu 5. Maddesine göre belirlenmektedir. İmar Kanunu 5. Maddesine göre bina; Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar” şeklinde tanımlanmıştır.

Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.11.2018 tarih, 2017/18- 869 E. ve 2018/504 K. Numaralı kararında;

‘’…5237 Sayılı TCK'nın "İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184. maddesi;

"1 ) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2- ) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

3- ) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

4- ) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

5- ) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

6- ) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz" şeklinde düzenlenmiştir.

Madde gerekçesinde de;

“Madde metninde imar mevzuatında belirlenen usul ve koşullara aykırı olarak inşa faaliyetinde bulunmak, suç olarak kabul edilmiştir. Birinci fıkradaki suç, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur.

Maddede belirtilen “bina” kavramından ne anlaşılması gerektiğine ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olup, bu kavram İmar Kanunu'nun 5. maddesine göre belirlenmektedir. Anılan düzenlemede bina, “Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar” şeklinde tanımlanmıştır.

TCK'nın 184. maddesinin birinci fıkrasında yalnızca binadan söz edilmiş olup “yapı” kavramına yer verilmemiştir. Bu nedenle, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapılan bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, köprü, tünel, rıhtım, yol ve benzeri yapılar suç kapsamına dâhil değildir ( Abdulbaki Giyik, İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu, TBB Dergisi, 2018, S. 134, s. 77 ).

Mevcut bir bina üzerinde ve binanın kapsamı dahilinde olmak koşuluyla, İmar Kanunu'nun 21. maddesinin 3. fıkrası uyarınca “Derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar” ruhsata tabi olmadığından, yapılan değişikliğin bu kapsamda kalması hâlinde suç oluşmayacaktır.

Ancak, yasal düzenlemede sayılan hususlar dışında yapılan değişikliklerin mutlaka imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturacağı sonucuna ulaşılmamalıdır. İmar Kanunu'nun 21. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sınırlamalar dışında kalan değişiklikler bakımından imar kirliliğine neden olma suçunun oluşabilmesi için;

Söz konusu değişikliklerin ya İmar Kanunu'nun 5. maddesi anlamında bina olarak nitelendirilmesi ya da yapılan esaslı tadilatların binanın taşıyıcı unsurunu etkilemesi gerekmektedir.’’

Aynı yönde yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.11.2018 tarih, 2015/4-176 E. ve 2018/503 K. Numaralı kararında;

“Onaylı projeye aykırı yapılan binanın, mevcut taban yüzölçümüne ( örneğin 100 m2 inşaatın ruhsatı yerine daha fazla 120 metre kare inşaat yapılması ya da mevcut 100 m2 inşaatın yanına ilave inşaat ve eklentiler yapılarak yeni kullanılabilecek ölçüde bir alanlar elde edilmesi ) uygun olarak yapılmaması ve proje dışında yapılan ilave inşaatlarda ek kullanım alanının kazanılması durumunda TCK'nın 184/1. maddesinde yazılı suçun işlendiği kabul edilmelidir. Bina tanımı bir bütün olarak ele alınmalıdır. Binanın bir bölümünde yapılacak tadilat ve onarım niteliğindeki yapıların 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesi kapsamında kabul edilememelidir.

Onaylı projeye aykırı olarak evin iki odasının birleştirilmesi, iki dükkânın birleştirilerek tek dükkan yapılması, balkonların cam ya da PVC doğramayla bina içine ya da odaya katılması şeklindeki tadilatlar TCK'nın 184/1. maddesinde yazılı suçu oluşturmamalıdır.

5237 Sayılı TCK'nın 'İmar kirliliğine neden olma' başlıklı 184 maddesi;

' ( 1 ) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma,eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır'.5237 Sayılı TCK'nın 184/1. maddesiyle korunan hukuki yarar, kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi, yapılaşmanın yarattığı görüntü kirliliğini engellenmesi, çevre duyarlılığı ve bilinciyle hareket edilmesi sonucunda çevrenin korunması amaçlanmaktadır.

Söz konusu eylemler sonucunda binanın bir bölümünün projeye aykırı şekilde inşa edilmesinin yapı niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Eylemin, 3194 Sayılı Kanun'un 32. maddesi kapsamında esaslı onarım niteliğinde olduğu, ruhsata tabi bulunduğu ve kanuna aykırı hareket edildiğinden suça konu yapının, idari makamlarca yıkımına karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesindeki idari yaptırım uygulanmalıdır. Söz konusu onaylı projeye aykırı nitelikte olan ve tadilat ve onarımları kapsayan ruhsatsız yapının TCK'nın 184/1. maddesinde yazılı bina niteliğinde olmadığı kabul edilmelidir.”

Aynı yönde Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 26.10.2015 tarih, 2015/32893 E. ve 2015/11150 K. Numaralı kararında;

5237 sayılı TCK'nın 184/1. maddesinde "yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran" kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Kanununun 5. maddesinde de bina kavramının tarifi "Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır." şeklinde açıklanmıştır.

iddianamede ruhsata aykırı olarak inşa edilen yapının istinat duvarı olduğunun belirtildiği, istinat duvarı yapılmasının bina niteliğinde olmaması dolayısıyla bu suçu oluşturmayacağı, bu itibarla suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanık O. hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, ebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26.10.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”

Görüldüğü üzere; projeye aykırı bir şekilde bir takım imalatlar yapılması bina niteliği taşımaması halinde esaslı onarım niteliğindedir. Her ne kadar ruhsata tabi olsa da neticesi idari yaptırımdır. Suçun yasal unsurlarının oluşması için bir yapının TCK 184/1 maddesinde yazılı bina niteliğinde olması gerekmektedir. Yukarıda arz edilen gerekçelerde de görüldüğü üzere bina niteliği taşımayan imar mevzuatına aykırı yerler bakımından imar kirliliğine neden olma suçunun uygulanması mümkün olmamaktadır.

Saygılarımla,

Telli ve Cirit Hukuk Bürosu Av. Melik TELLİ

*Söz konusu yazı kısa bilgilendirme amacıyla yazılmıştır ve her hakkı saklıdır. Her hukuki konu kendi somut unsurlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

17 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Gizlilik Kararı Hakkında Bilgi Notu

Ocak, 2020 HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU 28. MADDESİ UYARINCA HUKUK DAVALARINDA GİZLİLİK KARARI HAKKINDA BİLGİ NOTU Türkiye Cumhuriyeti...

Kesin Hüküm Hakkında Bilgi Notu

6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU MADDE 303/1 UYARINCA KESİN HÜKMÜN ŞARTLARININ YARGITAY UYGULAMASI HAKKINDA BİLGİ NOTU Bilindiği...

Koronavirüsün Kira Sözleşmelerine Etkisi

KORONAVİRÜS (COVİD-19) TEDBİRLERİNİN KİRA SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ HAKKINDA BİLGİ NOTU Bilindiği üzere, Covid-19 (Corona) virüsü olarak...

Comments


bottom of page